Cânân diyemem ben sana sen sînede cansın |
Osman Nûri Özpekel |
|
Cânân elinin güllerinin bağı göründü |
Kemâl Tezergil |
|
Candan âşık oldum vechin gülüne |
Meçhul |
|
Cânım beni lûtfunla rindâne eden sensin |
Hacı Fâik Bey |
|
Çiçekten nağmeden bir deste bağlar |
Sadettin Kaynak |
|
Cihan kâm almada devrinde dâim |
Hacı Arif Bey |
|
Çok gördü felek şimdi beni bezm-i civanda |
Hacı Arif Bey |
|
Çok sürmedi geçti tarâb-ı şevk-i bahârım |
Hâfız Hüsnü Efendi (Enderûnî) |
|
Çün doğup tuttu cihan yüzünü hüsnün güneşi |
Hacı Şâkir Ef.(Hopçuzâde) |
|
Cûş edip gözyaşı ister çağlamak |
Hâfız Hüsnü Efendi (Enderûnî) |
|
Dağlar açtı âteş-i aşkın dil-i nâşâdıma |
Hâşim Bey |
|
Dağlarda benim şevk ile âvâzelerim var |
Hacı Fâik Bey |
|
Daha âlâ seni sevmek mi olur |
Ahmet Uzel |
|
Dâm-ı efsûnunla bend ettin dili |
Şâkir Ağa |
|
Darılıp da ne idi dünki gazap |
Tanbûri Aziz Bey |
|
Deli gönlüm sana dilberleri medh eyleyen kimdi |
Sâmi Demirelli |
|
Derd-i aşka dûş olan bir lâhza handân olmasın |
Muallim İsmail Hakkı Bey |
|
Derd-i aşkın tek devâsı şîşe-i peymânedir |
Yılmaz Karakoyunlu |
|
Derdimi derd etmeğe derdin imkân verdi mi |
Halûk Recâî |
|
Derdimi ummana döktüm âsumâna inledim |
Bîmen Şen |
|
Derûn-i dilde her derde devâsın yâ Resûlallah |
Gâlip Çolakoğlu |
|
Derviş recâ-yı (nâgehânî-pâdişâhî) neküned |
Abdülkâdir-i Merâgi |
|
Dil bestenigârım tel-i zülfünle sana pek |
Neyzen Ali Rızâ Efendi(Şeyh) |
|
Dilde eşkim çağlıyor dîdelerim ağlıyor |
Ahmet Uzel |
|
Dilde neş'at var efendim çekerim cevrine hasret |
Rüştü Şardağ |
|
Döktükce zülf-i perçemin |
Neyzen Şâkir Bey(Çeşm-i bîmar) |
|
Dün gece bir âh ile çerhi siyeh-fâm eyledim |
Hamparsum Limoncuyan |
|
Durman yanalım ateş-i aşka |
Selâhattin Demirtaş |
|
Durmaz yanar vücûdum ah etmeyip n'ideyim |
Meçhul |
|
Düştü gönlüm hevâ-yı dildâre |
Hasan Fehmi Mutel |
|
Düştüm aşkına Mevlâ'nın âvâresiyim sevdânın |
Meçhul |
|
Düştüm yine ben âteş-i girdabe hüzünle |
Alâeddin Yavaşça |
|
Edip sen hatırım âbâd |
Kazasker Mustafa İzzet Efendi |
|
Eflâka çıkarsa yeridir her gece âhım |
Muallim İsmail Hakkı Bey |
|
Emeğin boş yere doktor onarılmaz bu yara |
Faruk Şahin |
|
Erişti mevsim-i gül seyr-i gülistan edelim |
Dede Efendi |
|
Ey âfitâb-ı bezm-i nûr |
Esmâ Sultan |
|
Ey bâd-ı sabâ esme nigârım uyusun |
Hâşim Bey |
|
Ey bâd-ı sabâ var sana bir gizli niyâzım |
Nesim Silviya (Haham) |
|
Ey cânıma cânânıma |
Hasan Şanlıtürk |
|
Ey gönül bir derde düştün derdinin dermânı yok |
Sadettin Kaynak |
|
Ey kârı-elem tîr-i sitem yâreler açtı |
Muallim İsmail Hakkı Bey |
|
Ey kıble-i ikbâl-i cihan |
Dede Efendi |
|
Ey nihâl-i işve bir nevres-fidânımsın benim |
Oğuz Şenler |
|
Ey serv-i nâz-ı reftâr-ı bâlâ |
Kazasker Mustafa İzzet Efendi |
|
Ey taht-ı hezâr-ı râ aman illâ meyâ sâhib |
(Hind Eseri) |
|
Eyler tahammül âzâre gönlüm |
Mahmut Celâleddin Paşa |
|
Gam zamanında gerektir âh ü zâr |
Neyzen Rızâ Bey |
|
Gamzen ki ola sâkî-i çeşm-i siyeh mest |
Itrî(Buhûrizâde Mustafa Efendi) |
|
Garib dağlarda kaldım ben |
Hacı Fâik Bey |
|